İntiharlara
“Yabancı” kelimesi tüm dünya dillerinde antipatik geliyor kulağa. – Yabancı olmak? Yabancı olmak öyle değil ama sadece korkakları ürkütüyor zannımca.
Mana
Manasız bir nizam buruşuk dudaklar. Yağmurda işte böyle zamanlarda en çok gerek. Kanadı kırılmış bir saka ile yüzgecine bir oltanın iğnesi isabet etmiş iskorpitin ne yerde ne de gökte buluşamayacak…
#yineduserdimyola
Şehrimin kaldırımları izmaritten imal edilmiş mezarlık, nikotin içerikli tükrüklere bular küfrümü ve #yineduserdimyola — Veliman Sekiz (@veliman) 11 Nisan 2014
Akli boşluk
Ağzımda birikmekte olan salyalarımın eşliğinde, köpek dişinde sızı benim dilimden dökülenler. Düş hekimleri çare aramakla meşgul, kırılmış azılara. Azı benim kalbim ve sallandırmakta kendini sizin akli boşluklarınızda.
Karbonmonoksit haram mıdır?
Biraz kahve, birkaç fincan kadar ve ardından köpüklerinden kopmamak için direnen kocaman bir bira. Evet, şimdi biraz gözümü açar gibi oldum. Neden bir duble de rakı içmiyorum ki? Evde buz…
Zihni gübrelerinize
Aklım ile dilim arasında çitler örülü ve o çitlere kuşlar konup duruyor bazı gün, güneşin doğuşundan önce. Bazı gün, güneşin batışından sonra. Kuşlar hep aynı gün hep aynı gece, aynı…
Ali
Öyleyse ben size hep Ali diyeceğim Aşk bazen çok Ali Mehmetler ölüyor, Aliler öldürülüyor çünkü ayşelerse doğuştan ya dul ya evli Ayşe bazen çok Ali
Salı ertesi
Ağır bir isyanın sesi, ağarmakta olan saçların. Yüzüme bak ve gülümse, küfür gibisinden hani. Renkli yahut siyah beyaz olduğunun ne önemi var bugün ucuz bir salı ertesi.